Bugün Fransız Post-Black grubu Alcest’in, Japonca “ağaçta yaşayan ruhlar” anlamına gelen son albümü Kodama’yı ağırlıyoruz.
1999 yılında Stéphane Paut nam-ı diğer Neige tarafından kurulan Alcest sesini tam anlamıyla duyurma olayını 2016 senesinde Kodama ile gerçekleştirdi. Üstelik insanların pek de alışkın olmadığı bir şekilde bunu yaptı. Hem ana dilleri Fransızca ile hem de sonradan adını verecek oldukları Blackgaze türüyle.
Öncelikle ilk albümlere şöyle bir göz attığımızda ilk albüm Souvenirs d’un autre monde‘un daha çok Shoegaze tınıları taşıdığını görüyoruz. Sanki Slowdive içine çat kapı girmiş elektro gitarlı müzik olarak da adlandırabiliriz. Alcest belli bir alan içerisinde sürekli değişerek müzik icra etmeyi seven gruplardan aslında. Hep bir şeyler deniyorlar ve bunu çok da güzel başarıyorlar, insanı sıkmadan.
Kodama Alcest’in 5. albümü. İlk duyurulduğunda açıkçası çok da heves etmemiştim. Sebebi de 2014 yılında çıkarmış oldukları albümleri Shelter‘dı. Her ne kadar sonradan sevsem de başta -ilk albümlerinin de vermiş olduğu etkiyle- bana biraz sönük gelmişti. Hani sahnede ses aniden gider de bir tür sessizlik oluşur, o havadaydı. Fakat durum Kodama’dan yayımlanan ilk şarkılardan biri olan Je suis d’ailleurs‘ü dinlememle öyle bir değişti ki değil ilk albüm, grubun en sevdiğim şarkılarından biri oldu. Sanki hiç ummadığım bir anda olmasını umduğum bir sevinç yarattı bünyemde.
Kodama, albüme ismini veren şarkıyla girişi yapıyor. Neige ilk şarkıda daha sakin, clean vokal üzerinden gitse de 2. şarkıya yani Eclosion‘a geçtiğinde durumun daha başka alt metinleri ortaya çıkıyor. Diğer albümlere oranla daha baskın bateri hemen kendisini ele veriyor ve tabi ki Neige’nin hırçın brutali burada kulaklarımızı dolduruyor. Eclosion için yapacağım tek kötü yorum ise şarkıyı albümde yanlış yerde konumlandırdıkları yönünde olur. Keşke albümün 2. değil de son şarkısı olsaydı. Çünkü böyle bir bitiş kapanışa baya yakışırdı kuşkusuz.
Neige tam bir müzik adamı. Kendisine bakınca bir kompleks nota yığını görüyorum. Her ne kadar Alcest’i Alcest yapmış olsa da aynı zamanda elini dokundurduğu işlerden de alnının akıyla çıkmış bir insan. Doygun melodi üretme becerisi, tok brutal ve içe dokunur clean vokalleriyle birleşince insanı günlerce esir alan ve hiç de pişmanlık duymayacağı eserlerin doğumunu hazırlıyor. Bunun en bilindik örneklerini Lantlos’un .Neon albümündeki yıkıcı vokallerinde ve Saor’un Forgotten Paths albümünde de görüyoruz. Eğer o yazımı okumadıysanız buradan okuyabilirsiniz.
Je suis d’ailleurs. Albümün ilk yayımlanan ve benim kalbimi üç senedir yıkıp geçen şarkı. İniş çıkışlı halleri, Neige’nin cleanden brutale aynı hisle geçen vokalleri keşke fransızca bilseydim dedirtiyor insana. Mart 2017’de ülkemizi ziyaret ettiklerinde biletleri tükenen Alcest’in 20 yıllık müzik kariyerlerindeki tepe noktalardan biri bu şarkı.
Kodama Alcest için total deneyim albümünün güzel bir örneği. Biz genelde Black Metal kökenli gruplarda dönüşüme alışkın olsak da (Pure Black Metal hariç) Alcest albümün 4. şarkısı Untouched ile kendi içerisinde bir serüven izlediğini kanıtlıyor. Açıkçası bu şarkı bana her albümden bir iz sunuyor. Bazen peşine Souvenirs d’un autre monde‘dan Tir nan Og açtırıyor bazen Les voyages de l’âme‘den Autre Temps.
Hep Neige’den bahsediyorum ama biraz da gruba efsanevi Écailles de lune albümü ile dahil olan, eski Amesoeurs elemanı Jean Deflandre’den de (Winterhalter) bahsetmeden olmaz. Amesoeurs demişken Neige’nin bu grupta da yine gitar ve vokal görevini üstlendiğini belirtmeden geçmeyeyim. Neige sonuçta, öhöm. Fakat konumuza yani Oiseaux de proie‘ye dönelim. Alcest Alcest olalı böyle agresif bateri ile karşılaşmadı. Diğer albümlere kıyasla bu albümde sözler içte enstrümanlar dışarıda biraz daha. Winterhalter ise burada eski grubundan izlerle davulunu şenlendiriyor gibi.
Onyx albümde olmasa da olurmuş dediğim şarkılardan bir tanesi. Alcest gibi hünerli bir grup bu şarkıdaki Post-Black tonları şarkı içine pek’ala sıkıştırabilirdi. Sanki biraz daha kalabalık olsun diye atılan adımdan öte gelmedi bana. Eclosion için söylediklerim uzun yıllar daha geçerliliğini koruyacak türden.
Ayrılık vakti. 3 yılda bir albüm çıkararak özlemi katlayan Alcest Shelter sonrasında gelen Kodama ile kıyıdan uzaklaşmadığını kanıtladı. Belki birileri beklediğini bulamadı, belki bazılarının ufku genişledi. Sonuçta kendi dillerinde, üstelik tadımlık alınmış bir türle edindikleri bu yerin hakkını sonuna kadar verdiklerini gösteriyorlar. Umarım son albümleri kapsamında tekrardan ülkemize gelirler de o tertemiz, hisli müziği doyasıya içimize çekeriz.
Albümün kalbi: Je suis d’ailleurs