Her müziğin bir teması olması gerekli midir? Peki ya o müziği icra edenlerin, sundukları ürünle iç içe gerekmesi beklenen midir? Bazen sadece hislerle, hayal gücüyle, arzulananla şekillenen müzikler bazen de olaylara karşı bir tepki olarak doğar ve yaşanılan az nüfuslu toprak parçasını hedef alan kapitalist güçlere yönelik öfkesini kusar. Tıpkı İsveç’in Dalarna bölgesindeki yerden adını alan Horndal’ın yaptığı gibi.
Sludge/Death Metal/Hardcore grubu Horndal, ilk albümleri Remains ile yaşadıkları kasabadaki çelik fabrikanın kapatılmasını ve bölgedeki çöküşe geçen ekonomi ile doğru orantılı şekilde azalan popülasyonu hedef alırken bugünkü yazının ana konusu olan Lake Drinker ile de Amerikalı bir şirketin bölgedeki tahribatı fırsat bilerek yeni bir fabrika dikmesini ve doğayı talan etmesini konu ediniyor. Albümün ve şarkıların isimlerine baktığımızda da aslında grubun anlatmak istediğini gayet net şekilde ifade ettiğini görüyoruz.
Türün gediklilerinden olmasam da farklı ve hareketli bir şeyler dinlemek istemem sonucunda açtığım Lake Drinker, Rossen şarkısı ile açılışı yaptığında karşılaştığım hoş masif tonla büyülendiğimi söylemeliyim. Değişen rifflerin başımı döndürdüğü ve beni geçmişe götürdüğü bir gerçekti. Sanki toprak üzerinde değil de beynimde kazı çalışmaları başlamış gibi hissettiriyordu. Rossen bölgeye yakın bir gölün ismi. Şarkıdaki haliyle ise yinelenen endüstriyel felaket ile zehirlenen göl. Ağaçlardan başlayan yıkım, su kaynaklarına karıştığında Horndal da akışı ikinci şarkı Horndal’s Blodbad ile yapmaya başlıyor.
Alışkanlık başka bir alışkanlıkla yer değiştirmeye çalıştığında devreye insan girecek, devreye enstrümanlar, sesler girecek ve ayaklanma başlayacak. İki kısımdan oluşan albümün ilk yüzü Kalhygget’in dinamizmini son yarım dakikaya sığdırdığı monoton bir tekrarlama ile devrim niteliğinde kapatırken, ikinci bölümün ilk şarkısı Ruhr ile başka bir devrimi başlatıyor.
Albüme kulak verildiğinde karşımıza çıkan diğer unsurlardan biri de Thrash Metal’e vurgu yapan hamlelerin olması. Genç dönem Thrash için gayet uygun kaçabilecek bu riffler, Sludge ile yoğrularak kendilerine 1000 nüfuslu bölgeden çıkan Horndal’da yer bulmuş. Özellikle albümün en güçlü şarkılarından biri olan Growing Graves’in girişine baktığımızda bu şarkının 2021 yılından çıktığına inanmak güç. Levahn kardeşler bu şarkıda ortak aileden gelmenin izlerini yansıtırcasına gitar ve davul uyumu içerisinde kullanmışlar.
Lake Drinker ruh hali ile uyumlu albümlerden. Duygusal ataklara balyoz gibi inen, kaya bedenlere hafif bir çekiç darbesi gibi gelebilecek bir albüm. İlginizi çekmese bile bir şans vermeniz gerektiğini söyleyebilirim. Buraya kadar hiçbir şey sizi çekmemiş olabilir. Belki albümün prodüksiyonunu yapan Karl Daniel Lidén (Katatonia, Bloodbath, Craft, Draconian, October Tide) dersem bir şeyler değişir.
Son olarak Lake Drinker güçlü kayıta sahip, akışlarıyla dinleyiciyi kendisine bağlayan bir albüm. Horndal, müziklerinde ne kadar açıksa konsepte dayanan olayı ifade edişlerinde de bir o kadar imgesel. Yaşadıkları şeyleri sinematografik bağlamda korkuya benzetirken, onlara bu korkuyu salan varlığı şeytan olarak imgelemeleri ise müziklerinde saklı merak duygusunu tetikler şekilde. Belki senenin albümlerinden biri değil, belki farklı bir albüm de değil ama dinlediğime beni pişman etmeyen ve öfkesini gayet anlaşılır şekliyle sunan başarılı bir albüm. Hazır evlere kapanıyoruz neden açılışı güçlü bir girişle yapmayalım ki? İyi dinlemeler.