Her şey duygudandır. Duygu ise yüzünü belli zamanda gösteren kollayıcı. 2021 sona ererken ve yönümüzü 2022’ye doğrulturken bu senenin her dönemine eşlik eden albümler burada olacak.
Aylardan kıştı ve gecenin çoğunlukla zoraki reddedilen zamanında bir gece yolculuğuydu. Gün doğuyordu ve aynı gün kendini renkleriyle sunarken baharda dinmeyen yağmurlar ile yol buluyordu. Yaz mı? Yaz bir hafıza kaybıydı. Müzikler ruhu soğutmaya çalışsa da orada bir yerlerde vıcık vıcık iğrenç terleri hatırlatıyordu. Bir de düşlenen anları. Yaz kendini unutuyordu ama geçmişi ve güzel anları hatırlıyordu. Bu da yazın suçu olsun. Kışa geri döndüğümüzde ise serinlik bedenimize işlediğinde yıl çoktan bitmişti. Bugünden öncesi bir anı ve yarın da bugünün taze anları. O yüzden şimdi umutla dinlemeye ve yaşamaya devam.
Burası her zaman duygular üzerinden ilerledi, ilerlemeye de devam edecek. Ne demiştim? Her şey duygudandır. Sitenin ilk yılı olmasına rağmen bolca gelgitli bir dönem olduğu için yazılmak istenen incelemeler sitede yer alamadı. Yarım kalanlar, verilen sözler, yazıda değil de düşte kendisini şekillendirenler… Yine de hayal kırıklığı o saydam halkanın ötesine geçemedi, izin verilmedi. Hayal kırıklığı arıyorsanız başka kapılar da var. Benim hayal kırıklıklarım değil, birlikte gece ile gündüzü karıştıranlar ve ortaya başka tonlar çıkaranlar yer alıyor burada.
Bir sonraki yıl daha verimli olmayı kendime hatırlatarak ve bir şey ummayarak iyi yıllar. Bana, sana ve ona.
20. King Woman – Celestial Blues
Bir yandan acı çekerken öte yandan olup biteni sorgularmışcasına yükselen anlarına tanıklık ettiğimiz King Woman’ın Celestial Blues albümü, Kristina Esfandiari’nin ilahi vokalleri ile belki sıra dışı bir şey sunmuyor. Yine de dinleyicisini belli bir kulvarda kendisi ile kalmaya mahkum ediyor. Burada kal, benimle birlikte çığlık at, baterileri duyuyor musun? Duyarsan buradasındır.
Amerika, Doom-Post metal, Shoegaze, Relapse Records
19. Ferriterium – Calvaire
Albümleri yazarken sene içerisindeki bazı söylemler de kulağıma fısıldanıyor bir yandan. Fransız metali öldü mü gerçekten? İşte Ferriterium bu sorunun cevabını oldukça gürültülü şekilde veriyor. 2019 albümü Le dernier livre‘de adından bahsettiren grup, bu sene çıkarmış olduğu Calvaire albümü ile kendisini boğumun bir üst halkasına atıyor.
Fransa, Black metal, Epictural Production
18. Fuath – II
İskoç Atmosferik/Folk Metal projesi Saor‘dan tanıdığımız Andy Marshall’ın diğer projesi Fuath, müzik icra etmenin de ötesinde II albümü ile deneysel bir yolculuk sunuyor. Senenin ilk yarısında çıkan albümdeki giriş pasajlarının akılda kalıcılığı ve kendisini sürekli hatırlatması ile bu senenin başarılı işlerinden birine imza atıyor.
İskoçya, Atmosferik black metal, Season of Mist
17. The Flight of Sleipnir – Eventide
Yıl sonunun kışın başlangıcında bir yıldız gibi sönerek yeniden doğacak olması aklımızı keskinleştiriyor. Uzağı görebilecek şahin gözlerimiz devreye giriyor ve sesler soğukta daha fazla silikleşiyor. The Flight of Sleipnir ise bu silinmeye işlenen müzikal tınılarıyla unuttuğumuz ya da unutmaya yüz tutmuş antik duygularımızı atağa geçiriyor.
Amerika, Stoner-Doom metal, Eisenwald
16. Mare Cognitum – Solar Paroxysm
Melodi olsun ve bununla baş dönsün, bir sandalye olsun ve fark edilmeden geçişlerle sallansın. Müzikal harmana hoş geldiniz? Yokuş aşağı yollar adımlatan Mare Cognitum, önceki albümlerinde de kaliteli işler ortaya koymuş atmosferik black metal projesi olmasının üzerine eklemelerde bulunuyor. Aranılan tüm enstrümanların kapı aralığı gibi ama hiçbiri bu açıklıktan kaçma derdinde değil. Hepsi bütün ve hepsi dünyamızdan.
Amerika, Atmosferik Black Metal, Extraconscious Records
15. In Mourning – The Bleeding Veil
İsveç’in melankolik çocukları bu defa yıkıcı bir iş ortaya koydular. Sene sonuna doğru yüzünü gösteren The Bleeding Veil, şarkı aralarında devreye giren clean vokaller ile ilk karın arkasından güneş gibi parlıyor. Progresif tabanı güçlü ama aynı zamanda da hırçın bir albüm bu.
İsveç, Progresif melodik death metal, Dalapop
14. Mānbryne – Heilsweg: O udręce ciała i tułaczce duszy
Gelişmiş ya da gelişmeyi reddetmiş toplumların hepsinde bir “ad” yaşatma durumu vardır. Bu ad yaşatma bir taş üzerine devrilmeyecek bir taş daha koymaya benzemekte. Blaze of Perdition ve Odraza elemanlarından oluşan Mānbryne da Polonya black metal sahnesinde biçimlenen taşın üzerine aynı boyutta taşı henüz ilk albümleri olan Heilsweg: O udręce ciała i tułaczce duszy ile ekliyor. Hiçlikten gelip de yok oluşu kabullenen güçlü sounda sahip albüm.
Polonya, Black Metal, Terratur Possessions
13. 1914 – Where Fear and Weapons Meet
Ad yaşatma kadar bir de çizgiyi belirleyenler var. 2019 yılında canlı izleme şansı bulduğum 1914, güçlü ve bozguna uğramayan müzikalitesi ile yeni çıkacak albümün merakını uyandırmıştı. Where Fear and Weapons Meet yayımlandığında ise müziğin düşünce ile bütünlüğünü ilk saniyeden hissetmiştim. Geçmiş ile bağı koparmaya pek niyeti olmayan 1914’ün yaylım ateşidir bu albüm.
Ukrayna, Blackened Death/Doom Metal, Napalm Records
12. Grima – Rotten Garden
Bu albüm için ilk ve değişmez hissim karlarla kaplı ormanda ağır ağır yürürken ağızdan çıkan nefesin havada sis etkisi yaratmasıydı. O asla gerçek bir sis değildir ama çok iyi taklit edendir. İçimizden gelir ve sırf bizden olduğu için ona gerçekmiş gibi davranırız. Doğadandır ve doğanın sesleriyle, onun görüntüsüyle harmonik bir örüntü oluşturur.
Rusya, Atmospheric Black Metal, Naturmacht Productions
11. Häxkapell – Eldhymner
Nordvis Produktion‘dan çıkan grup ve albümlere kefil olabilirim. Janne Posti’nin black metal projesi olan Häxkapell, henüz ilk albümü ile beni kazandı dersem abartmış olmam. Epik yönü kuvvetli Eldhymner albümü ile müziği yalnızca gitar ve bateri ekseninde tutmayıp, yaylılarla da destekleyen muazzam bir iş ortaya koyuyor. Umuyorum ki ilk ve tek albüm olmaz.
İsveç, Black Metal, Nordvis Produktion
10. Empyrium – Über den Sternen
Bu topraklarda yaşamış ol da Empyrium ile tanışma. Mümkün müdür? Bütün mümkünlerin arasında Empyrium her defasında şaşırtıcı derecede ileri seviyede koşturuyor atlarını. Aslında bu albümün incelemesini yazmak için çokça defa sayfa açtım ama gelin görün ki bir noktada müziğin kendisine hapsetmesi ile kapandı sayfalar. Sarmaşık gibi grup Empyrium. Yabani ıhlamur ağacını ele geçiren ve her yıl kademeli olarak büyüyen, bu uğurda da çokça kalp kıran bir albüm Über den Sternen. Yıldız gibi parlayan ve gün doğumu ile birlikte bir ağacın tepesine konan doğadan acımasız bir tonlama.
Almanya, Doom Metal, Neofolk, Prophecy Productions
9. Osi and The Jupiter – Stave
Kimdir bu Osi ve Jupiter? Osi and The Jupiter grubunun kurucusu Sean Kratz’ın köpeklerinin adları. Doğadan bir dünyanın doğanın kurallarını oynamanın sesleri. Köpekler havayı haber eder ve Sean Kratz gitarını kapıp kendini ormanın kucağına bırakır. Stave zamansız bir dark folk albümü olmasının yanında yüklü bir his netliğidir. Çellist Kackophonix’in yaylılarıyla başka bir dünyanın kapısını açandır aynı zamanda.
Amerika, Dark Folk – Neofolk, Eisenwald
8. Ophis – Spew Forth Odium
Acı çekmemizin nedeni nedir? Düşünürüz ve kelimelerle yol buluruz boşluğa. Boşluk ise kalabalık sessizliktir çoğu zaman. Susar, dinler, ayıltır ve biriktirir. Her şeyin sabit olduğu bir gezegene karşılık gelse de bazen burada da sesler çoklaşır. Çözümsüzlüğün birincil ilacını elinde tutar. Alman doom/death metal topluluğu Ophis’in Spew Forth Odium albümü de tıpkı boşluk gibi bakanı içine çekmekte ve hemen kabul etmemekte. Funeral doom tonlarına sıkça rastladığımız Spew Forth Odium senenin kusursuz işlerinden biri.
Almanya, Death-Doom Metal, F.D.A. Records
7. Dödsrit – Mortal Coil
Karanlığa bakarsanız yalnızca onu görürsünüz ama onun içerisinden sizi kimlerin gördüğünü bilmezsiniz. Mortal Coil albümü karanlıktaki gözler gibi belirsizliği gizem saymakta ve birbirine üstün gelmeyen enstrümanlarıyla dengeyi gizlilikte korumakta. Şarkı aralarında ritimler düşse de anlamını korumaya devam eden, her yeni şarkıyla kaldığı yerden devam eden bir işçilik.
Hollanda, Black Metal
6. Evergrey – Escape of The Phoenix
Evergrey ile yıllar önce tanışmış olmama rağmen kendilerine karşı ciddi anlamda sempati beslemem 2010 yılında ülkemizde gerçekleşen konser ile oldu. Kendinden olmayanı dışlamaya böylesine yatkın topraklarda müziğini sergilemenin cezasını ancak birkaç kişi telafi edebilirdi, öyle de oldu. Evergrey benim gözümde her zaman hakkı yenmiş bir grup olarak kalacak. Bu yüzden kalbim biraz kırık. Oysa çoğu thrash ya da progresif grubuna karşı kendisini gösterecek bir grup olmasına karşın, çoğunluğun beklentisine uymadığı için çoktan hüküm verildi. Escape of The Phoenix bu sene içerisinde en çok dinlediğim ve dinlerken de bambaşka yönlere savrulduğum bir albüm. Power metalden çok progresif ögelerin daha baskın hissedildiği, boş vermeyen, es geçmeyen albüm.
İsveç, Progresif, Power Metal, AFM Records
5. Amenra – De Doorn
Kapağındaki gibi dikenler arasında dolaşıyoruz her notada. Dolaşmaktan öte dolanıyoruz kendimize. Yıkıcı çığlıklar, tiyatral pasajlar, temiz vokaller, hipnotik gitarlar. Mevsiminden koparılmış, acıtan ve yeniden doğumu sağlayan bir dünyaya atılmışız sanki Amenra dinlerken. Tanrılar bedenlerimizi bağışladığında soluğumuz kesiliyor. Ölümden değil daha çok fazla oksijenden.
Belçika, Doom-Sludge Metal, Relapse Records
4. Begotten – Nothing Worth Remembering
Senenin başına gidiyoruz, 1 Ocak dinginliğine. Aslında bir EP albüm olan Nothing Worth Remembering böyle bir günde doğdu ve 2021 için belki de en doğru çıkarımı yaptı: Hatırlanacak hiçbir şey yok. Bir şeyler vardı. Gündem her zamanki haliyle bir oyun hamuru gibi şekilden şekile giriyordu. Ağaçlar vardı ve yanıyordu. Kadınlar vardı ve yoktu. Çocuklar vardı ve mutsuzdu. Hayvanlar vardı ve hepsinden birer parçaydı. Yine de hatırlanmaya dair bir şey bulamıyorduk.
Kanada, Depressive Black Metal
3. Of the Wand and the Moon – Your Love Can’t Hold This Wreath of Sorrow
Kim Larsen’in ilk dinleyişte yüzümü güldüren ve sonrasında düşüncülere bırakan projesi Your Love Can’t Hold This Wreath of Sorrow albümü ilk üçe girmezse olmazdı. Koskoca bir yıl geçti. Kimimize göre bir kuş tüyünün yere düşüşü, kimimize göre çekiçin yerde bıraktığı iz kadar telafi edilemezdi. Kim Larsen için bir dönüşümdü ve ortaya çoklu enstrüman kullanımı ile oldukça konsantre bir iş çıkmış oldu.
Danimarka, Dark folk, Heiðrunar Myrkrunar
Bu senenin en ön plana çıkan grubunu seçseydim şüphesiz Iotunn olurdu. 2021 sürprizi oldu bu albüm. Jón Aldará vokalleri ile ayrı bir enstrüman olma yolunda giderken ortaya tertemiz bir iş konmuş. Prodüksiyon harika, enstrüman birlikteliği desen öyle. Bir insan ne istiyorsa Access All Worlds albümünde katbekat fazlasını bulabilir. Müzik seçenler hariç!
Danimarka, Progressive Melodic Death Metal, Metal Blade Records
Geçen yıl 2020 listesini hazırlarken Kauan’ın “Müzik, insanlar tarafından icra edilen ve doğayı değiştiren tek sanat formudur” cümlesini kullanmıştım. Bir yıl sonra kendisini zirvede göreceğini bilemeyen biz, büyük batış yaşıyoruz. Batışı olumsuz anlamı ile düşünmemek gerek. Tersine çevirdiğinde batış aslında bir yükseliş. Kauan her zaman özel, ruha dokunan, kendini hatırlatan albümler yapmayı başardı. Kaygılarını doğadan ve onun gizemlerinden alan biri ya da birilerine fısıldayacağın pek az şey vardır. O kendi halinde bir gemidir, bir kara, bir su alma, bir seyir defteri, bir batış, bir kaptan. Bizden gibi görünür ama birden olur. Son olarak belki de bu sene siteyi takip edenlerin ve yakın çevremin çok da şaşırmadığı bir ilk sıra albümü oldu.
Rusya, Post rock-Metal, Artoffact Records
Bonus: Violet Cold – Empire of Love
Her sene bir bonus albümü listeye eklemeyi ihmal etmiyorum. Bu senenin albümü ise kesinlikle cesur ve kaliteli yapım olan Azeri grup Violet Cold’un Empire of Love albümü oldu. Çokça ögenin bir araya gelmesiyle ortaya çıkan bütünlüğe eklenen albümün teması albümü listenin içerisinde değil de daha özel bir noktada ele almamı sağladı.
Azerbaycan, Experimental
Benim sene sonu listem bu şekildeydi. Sene içerisinde dinlediğim ve dinlemeye de devam edecek olduğum albümler arasında beni hiç beklemediğim kadar şaşırtan işler oldu. Özellikle Amenra ve Ophis’in senenin sonlarına doğru birkaç haftayı kendilerine rezerve etmeleri ve bu eksende dönmemi sağlamaları yapılan işlerin kalitesini sakinlik anlarında daha çok çözümlememi sağladı. Fuath her ne kadar II albümü ile tepki toplasa da bana kalırsa senenin en iyi albümlerinden birine imza attı. Listeye giremeyen ama her daim kendisini tekrarlatacak müzikler kadar yıllar sonra hiç dinlemediğim müziklerle de karşılaşacağımı biliyorum. Ne de olsa müzik sonsuz bir yolculuk..
Not: Her sene olduğu gibi bu sene de başlıktaki görsel benim çekimimdir.
“2021 Listesi” üzerine 1 yorum.