Novembers Doom – Nephilim Grove

Kasımda Doom başkadır.

Zeminin soğukluğundan başlayarak bütün vücudu ele geçiren günlere girdik. Şimdi yolumuza kasım ayının ilk ışığıyla bizi selamlayan Amerikalı Doom/Death Metal topluluğu Novembers Doom ile yılın sonuna doğru koşuyoruz. Yanımızda da Nephilim Grove.

İki yıl sonra, sene biterken karşımıza çıkan Nephilim Grove, müzikal kariyerinde 30. Yılını kutlayan Novembers Doom’un son albümü. Doğrusu bu sene, kulaklarımızı açmanın ötesinde delip, geçen bir yıl oldu. Geride kaldığını düşündüğümüz türlerin yüzünü gösterdiği yetmezmiş gibi yeri sarstığı bir gerçekti doğrusu. Doom/Death Metal’in de bu sessizlikte birden atağa kalması da bu senenin benim açımdan iyi yönlerinden biri. Hal böyleyken ve sene biterken Novembers Doom ile buna ortak olmak bambaşka bir hal aldı. 

1995 yılından düzenli olarak müzik hayatına devam eden ve çizgisini bozmayan Novembers Doom, iki yıllık bir hasret yaratsa da ben yapacakları müzikten o kadar emindim ki o süre pek de uzun gelmedi doğrusu. Bu negatif bir durum olarak algılanabilir ama Nephilim Grove benim için ilk dinleyişimden sonra nötrden pozitifliğe doğru uzanan bir albüm oldu. Yine de belirtmeliyim ki gözüme çarpan ve başından beri beni rahatsız eden detaylar da oldukça fazla. Tabi öncelikle Doom/Death Metal’den ne anladığımıza bakmak gerek. 

Acı ve öfke ile harmanlanmış Doom/Death Metal türünün diğer örnekleri (Saturnus, October Tide, Swallow The Sun vb.) tarafından melankolik tabanı yüksek, artan öfke patlamalarını dile getirmesi ile ön planda. Zaman zaman beni üzerine düşündüren ve sakin tabanlı müziğiyle kalbimi çalan Novembers Doom görünen o ki albümün genelinde pek de hüzün duymamış aksine acılı öfkeden kudurmuş bir halde. Genel olarak söz yazma konusundaki başarısız tutumlarını geçecek olursak, vokalin ve baterinin ön planda tutulduğu, müziğin yer yer muhteşem güzellikteki kaynaşmasını takip eden çirkin uyumsuzluklara sahip bir albüm olduğunu söyleyebilirim. Birden fazla etkileşime sahip, brutal vokalin clean vokale rahatsız edici derecede geçişleri, lead gitarın sesini duymakta zorlandığımız, baterinin yine kafa göz yardığı Nephilim Grove sınır çizgisinde duruyor. 

Novembers Doom albüm tanıtım şarkısı olarak yayınladığı ve albümle aynı adı taşıyan Nephilim Grove sayesinde bana The Novella Reservoir albümüne benzer bir albüm sunacaklarını hissettirse de ilk dinlediğimde yeterince etkileyici olmadı açıkçası. Öyle ağzımdan suları aka aka beklediğim bir albüm olduğunu söylersem haksızlık etmiş olurum. Bu durumun da son albümlerinde Death Metal’e doğru eğilimlerinden kaynaklı buluyorum. Bir melodi, melankoli var ama sanki gizlenmiş. Vokal Paul Kuhr’un brutal vokalden clean vokale geçişleri bile sanki nerede olduklarını, olmak istediklerini pek yansıtmıyor gibi. Albüm bütün enstrümanlarıyla müthiş, bu şarkıyla açılışı yapsalardı umudum baştakinden daha yüksek olurdu. Yoksa ne demek “duygusal” olduğundan.

What We Become

Bu albüm başka iki albümün sentezi olsa muhtemelen bir tanesi grubun 2014 yılında çıkardığı Bled White diğeri de aynı türün görünmez grubu Hanging Garden’ın Hereafter albümü olurdu. Belki zamanla araya başka albümler de eklenebilir. Progresif temalardan, yer yer Thrash’e uzanan notalarıyla çok yönlü bir albüm çünkü Nephilim Grove. Kendi başına, parça parça çok güzel olsa da sanki birbirine hiç tutunamamış elementler gibi tekrarlara düşmesi ve tekrardan toparlamaya çalışması da albümün gediklerinden. Bateriler albümde her ne kadar güzel olsa da gitarlarla birleştikleri noktada insanın beynine çivi çakıyormuş hissiyatını veriyor. Evet Novembers Doom bu, beş yıl önce de buydu onbeş yıl önce de. Fakat ben yine de solo kısımların daha yerinde ve duygusal sözlü şarkılarına göre ritim kazanmasını istedim. İşte bu yüzden Novembers Doom, Death Metal dinleyip Doom/Death Metal’e kafa atanlar için Black Light söyleyerek beni üzüyor.

Kalitesinden kuşkuya düşmediğim Novembers Doom Nephilim Grove ile enstrüman kullanımıyla pozitif yönlü bir albüm olsa da duygusal anlamda “evet bu!” dedirtecek türden gelmedi bana. Seviyor mu dövüyor mu pek anlamadım doğrusu. Öyle noktalar var ki kalbim titrerken birden kafama tokat yiyormuşum gibi hissediyorum. Klavye bile orta yolu bulamıyor. İsmine uygun zamanda, kasım ayında kendine seslendiren grup, dalından ayrılan yaprağın hüzünlü cümlelerini kurarken aynı zamanda yere düşmenin acı verici ve öfke uyandırıcı bestesini de ekliyor. Solonun sözü kesmediği, vokalin off dediği bir noktada müzik üzerine görüntüler ekleyebilirdim. İşin özü; Nephilim Grove müzikal anlamda oldukça başarılı bir içerik örneğiyken beni şimdiye kadar çok yakalayan ve tekrar tekrar kendini dinlettirme gereksinimi hissettirmedi. Belki müziklerin karışıkta olduğu ve uygun bir anda fikrimi değiştirir. Bazı albümler kendilerini dinlettikçe sevdiriyorken şimdilik nötr bir çizgide olan Novembers Doom, sınırı geçmek için çabalıyor.

Albümde öne çıkan şarkılar: What We BecomeAdagio, The Clearing Blind, Still Warmth.

Yazar

Overview

Değerlendirme
75 / 100
75%
75

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir