Doğa yürüyüşlerinin baştan sona canlandırması ve Uaral’ın depresyona sokmayan hali.
Defterin sayfaları yarım incelemelerle doluyor. Başlayan şeylerin devamı gelmiyor. Bazen kendimi sadece ana bırakmak istiyorum, bazen kelimeler doğru yere akmıyor. Böyle anlarda en iyisi zorlamamaktır diyor ve kendimi kelimelerdense adımların etkisine bırakıyorum.
Bir orman düşünün, günün karanlığa geçmediği herhangi bir zaman diliminden olabilir. Ayın değil de güneşin parladığı ve sık ağaçlar arasından huzmelerini kılıç gibi sapladığı. Etrafta kimse yok, ne bir insan ne de ona ait ayak izleri. Yalnızca kuşlar, sinekler ve örümcekler; ışınların saplandığı yerlerde yeşilin en parlak tonuna çalan likenler. Wÿntër Ärvń’in bu sene çıkan Abysses albümünün yaşamsal karşılığı olsaydı muhtemelen buna benzer olurdu. En azından benim zihnimde bu albüm mekanik bir bütünlükle çevrelenmiyor.
Fransız Neofolk/Dark Folk türünde örnekler sunan grup, iki kişiden oluşuyor. Aslında bir proje olarak da bakabiliriz gruba. Haklarında çok fazla bilgiye ulaşılamayan Wÿntër Ärvń, Abysses ile 2010 yılında çıkardıkları Au devant du gouffre albümünün devamını sağlıyor. Yalnızca bunu biraz daha umut dolu şekilde yapıyor. İlk albümdeki koyu tatlar bu albümde daha fazla açılmış gibi görünse de Abysses albümündeki son iki şarkıda havanın yine karardığını görüyoruz. Özellikle Amerikalı Depressive Black Metal grubu Xasthur şarkısı olan Walker of Dissonant Worlds cover’ı Marcheurs de Mondes Dissonants’da bunu daha net şekilde seçebiliyoruz. Günün başlangıcında adımlanan toprağa artık güneş vurmuyor ve köstebekler topraktan çıkmak için hazırlar.
Abysses’in ilk albümün devamı niteliğinde olduğundan bahsettim. Açılış şarkısı Nocturne, Pt. 2 ilk albümdeki Nocturne şarkısının devamı olarak göze çarpıyor ve doğa yürüyüşlerine üçüncü partı ekleyecek şekilde devam ediyor. Bu albümde ilkine oranla daha kusursuza yakın ses kalitesinden bahsedebiliriz. Kullanılan enstrümanlarda ise hafiften de olsa bir genişleme söz konusu. Klarnet ve gayda bunun en belirgin örnekleri. Sentiero dell’eternità şarkısında Vittorio Sabelli’nin klarnet kullanımıyla şarkı bambaşka umutlu bir hava kazanıyor. Normalde klarnet kullanımına fazlasıyla tiz tonlarda alışkın olduğumuz için bu şarkıda akustik gitar ve perküsyonlar arasına işlenmiş tok tonlu bir klarnet sesini duyunca ister istemez kendisine karşı sempati besler halde buluyorum kendimi.
Bence artık akşamı ve geceyi düşünebiliriz. Abysses aslında başlangıcının da bize hatırlattığı gibi enstrümantal tatların yoğunlukta olduğu bir gece albümü olsa da her dinleyişimde sanki doğanın can alıcı yeşillerini seçebildiğim canlı bahar sabahını anımsıyorum. Bu albümü dinlerken kabul ettiğim bir şey var: Ben yaşamın bana sabit kıldığı bir görevin parçası değilim. Belki ağaç olabilirim ama yapraklarımın arasından güneş geçer, dallarımda karlar birikir ve kendimi titretirim. Eğer bu albümü gürültülü metal tonlamaları arasında hayal ederek dinlemek titremek istiyorsanız Wÿntër Ärvń burada “dur” diyor. Abysses bir hareket albümü olsa da daha çok düşünsel ağır hareketlerin albümü.
İyi dinlemeler.