Gözlerimi açar açmaz melodisini zihnimde döndürmeye başladığım bir grupla güne merhaba. Etkisi bunca zaman sürmüşken bu değeri bilinmemiş Amerikalı Doom/Melodic Death Metal topluluğu Daylight Dies‘ı son albümleri A Frail Becoming ile kaleme almak istedim.
Sayfa uzun ve boş. Açıkçası nereden başlayacağımı bilmiyorum. Doom Metal benim için hep özel olmuştur. Metal müziğin kökü bitmez tohumlarını Doom ile atmamın son evresi olarak, Daylight Dies’ın geç keşfettiğim bir grup olduğunu söylemeliyim. Birinin önerisine maruz kalmadan, kendi keşfettiğiniz ve tadına vardığınız o müthiş örneklerden biri benim için A Frail Becoming.
Anlamadığım ve bununla beraber içten içe mutlu olduğum bir şey varsa o da Doom Death Metal gruplarının albümlerinin arasına koca bir dünya sığdırmış olduğu gerçeği. A Frail Becoming’e baktığımda da bu dünya ve kendi içindeki farklılaşma direkt kendini belli ediyor. 2008 yılında çıkan Lost to the Living albümünden sonra dünyaya gelmiş önü alınamaz hırçın kardeş gibi. Daylight Dies çoğu Doom Death Metal icra eden gruplar gibi gitardan kısmayanlardan ve daha çok öne çıkarmayı sevenlerden. Bunu en etkin şekliyle albümün açılış şarkısı Infidel’da görüyoruz aslında. Durup tekrar şahlanan enstrüman senteziyle kusursuza yakın işin en güzel örneklerinden. Bir anlamda sevmesini bilene de havadan sudan müzik yapmadığını gösterir nitelikte.
Sözler açısından Doom, müzik açısından Melodic Death Metal ekseninde geçen A Frail Becoming, grubun çıtayı bir hayli yükselttiği 2006 albümleri Dismantling Devotion‘a göre daha hızlı ve sert diyebilirim. Katatonia’nın Brave Murder Day‘inin izlerinin fazlaca hissedildiği bir albüm sonrasında A Frail Becoming kimilerine göre daha yüzeysel gelse de ben grubun benliğini bu albümle bulduğunu düşünüyorum. Sonuçta iyi olan bir içerikten beslenmek de bir meziyet.
İkili gitar kullanımı, gitarları kamufle etmeyen bateri ve brutal vokaller arasına işlenmiş clean vokalleriyle Daylight Dies, müziğin hakkını Sunset ile veriyor. Sesi bütün odaya doldurarak dinlendiğinde alelade bir tatmış gibi gelen bu albüm ve içeriği, dünyadan soyutlanmayı haketmekte. O yüzden siz siz olun gücü düşük hoparlörlerle müziği katletmeyin.
Bugünkü yazıma ilham olan ve sabahtan beri beynimde dönen şarkı A Final Vestige, grubun tepe noktalarından biri. Nathan Ellis’in iç parçalayan vokaliyle birleşen ve sancılı dünya temalı sözleriyle türünün en iyi örneklerinden. Şarkının nakarat kısmında bir çığlıkmışçasına giren gitar da bana kalırsa Daylight Dies müziği istediği şekilde gitmediği takdirde tüm albümü çöpe atıp, tekrar kayda geçecek kadar obsesif bir grup olduğunu gösteriyor. Buna bir diğer örnek de A Final Vestige’den sonra gelen diğer bir klasik Ghosting. Clean vokal sonrasında giren ve şarkının sonuna kadar devam eden gitar sololarıyla konuşmadan da bir şeylerin anlatılabileceğinin ve anlaşılabileceğinin somut hali gibi.
Bir ara sesi soluğu kesilen ve sonra tekrardan varlığını hissettiren Doom/Death Metal’in bu klasmanda varlığını etkin şekilde sürdüren October Tide, Saturnus, Swallow The Sun gibi birkaç grubundan biri Daylight Dies. Açıkçası alışması zaman alan bir grup. Haliyle A Frail Becoming’de öyle. Bunaltıcı havaların ortasında yere düşüp varlığını görünmez ama etkili kılan buz gibi bir albüm. Yeni albümlerinin haberini almayı dört gözle beklediğim bu topluluk, müziğin kendi içinde özdeşleşmiş, süreğen halini kaybetmeyeceğini etkili bir şekilde dile getiriyor.