James Dean Bradfield - Even in Exile
James Dean Bradfield – Even in Exile

Victor Jara Şili’de bir köyde alkolik bir babamın oğlu olarak doğar. Babası annesine eziyet ederken tiyatroya ve müziğe ilgi duymayı başarır. Nihayet babası kendilerini terk ettikten sonra annesinden Şili folk müziğini duyar. Gitar çalmaya başlar. Santiago’ya gider. Bir dönem din eğitimine başlar ama inancını yitirir. İşsiz olarak geri döner ve kendisini Şili folkloruna adar. Tiyatro yönetmenliği yapar. Daha sonra tiyatroya ilgisini sonlandırıp tamamıyla müziğe yönelir. Her zaman zengin, fakir, yoksulluk, eşitsizlik ekseninde sözlerle bezer bestelerini. İyi bir sosyalistmiş kendisi. Zaten sosyalist müzisyenlerden oluşan bir hareketin de parçasıymış. Öyle yükselmiş ki, yeni bir akım başlatmış (Nueva canción). Ülkede askeri darbe olduktan sonra bir gün öğretmenlik yaptığı üniversiteye giderken gitarıyla birlikte tutuklanır. Askerlerin hapishane için kullandığı stadyuma getirilir. Gitarını çıkarıp Venceremos çalmaya başlar. Mahkumlarla hep bir ağızdan bu marşa eşlik eder:

Yırtıyor fırtına sessizliği
Ufuktan bir güneş doğuyor
Gecekondulardan geliyor halk
Tüm Şili türküler söylüyor

Venseremos, venseremos!
Kıralım zincirlerimizi.
Venseremos, venseremos!
Zulme ve yoksulluğa paydos.
(Grup Yorum)

Askerler bir daha gitar çalamasın diye ellerini kırmışlar önce. Islıkla melodiyi çalmaya devam etmiş. Dili kesilen Jara kurşuna dizilmiş. Daha sonra diğerlerine ibret maksadıyla birtakım işkencelere de girişmişler. Neyse ki bedenini gömebilmişler. Büyük bir müzisyen ve aktivist olarak yaşayan ve bu yolda hayatını veren Jara katledilişinden 47 yıl sonra James Dean Bradfield sayesinde hayatımıza dokunmaya devam ediyor.

Benim bugüne kadar dinlediğim en protest şarkılarda parmağı olan muhteşem James Dean Bradfield (Manic Street Peachers), 2020 yılında Victor Jara’nın anısına yayımladığı Even In Exile ile daha ilk notadan bütün tüylerimi ayağa dikmişti. İlk dinlediğimde sanki sevdiğim deniz kıyısı bir şehre arabayla veda ederken geri planda çalıyormuşçasına bir hüzün vermişti. Albümün içine girdikçe boğazıma bir yumruk oturuyordu. Çünkü şarkıların soloları, James’in melankolik vokalleri ve o 80 donemi synth akımından fırlamış davul ve klavye tonu bir araya geldiğinde hiç tanımadığım birisini özleyip, erkenden bir trajediyle son bulan hayatına üzülüyordum. Sanırım James de bu konsept albümü kaydederken bunu amaçlamış olmalı. Doğrusu Manic Street Peachers şarkılarında böyle melankolik vokaller ve sololar hiç duymamıştım. 

The Last Song

MSP soundunun tamamıyla dışında olan albüm yer yer çok soft sularda yüzse de bütününe baktığımızda latin melodileri etkisinde yer yer yükselip durulan başarılı bir prog-rock albümü. Albümdeki Jara’ya ait bir şarkı (La partita) dışında müzikal her şey James imzası taşıyor. Sözler ise MSP basçısı Nicky Wire’ın aynı zamanda şair olan büyük kardeşi Patrick Johns’a ait. 

Black metal’e boğulduğumuz 2020 yılında dünyanın içinde bulunduğu duruma ve bu durumun getirdiği duygusal çöküşe bambaşka bir pencere açan alternatif bir dokunuş, James Dean Bradfield ve Even In Exile.

Yazar

Overview

Söz
100 / 100
100%
Müzik
100 / 100
100%
Prodüksiyon
100 / 100
100%
Kapak Tasarımı
100 / 100
100%
100
2

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir